Motivasyonu Kırmamak

Önceki noktayı takip ederek, okumaya karşı motivasyonu kırmak çok kolaydır. Ailelerle olan profesyonel deneyimlerimde, genellikle ebeveynlerin, en iyi niyetle, çocuklarının okuma ilgisini nasıl kırdığını gözlemliyorum.

Ebeveynlerin çocukları için en iyisini yapmaya çalıştıkları açıktır, ancak bu her zaman doğru bir yaklaşım değildir. Çoğu zaman çocukların kişiliği, ritimleri ve ilgi alanları dikkate alınmamaktadır. Bir yetişkin "bu kitap hoşuma gitmiyor", "başka birini tercih etmez misin?", "şu kitabı okumalısın..." gibi şeyler söylediğinde, çocukların seçimlerinin geçersiz olduğu mesajını vermektedir. Zamanla çocuklar, kendi zevklerinin önemli olmadığını öğrenirler.

Örneğin, bir çocuk bir çizgi roman okumak istiyorsa veya yaş grubuna uygun bir korku kitabı istiyorsa ve ebeveynler bunu uygun bulmuyorsa, bu, çocuğun ilgisini çekebilecek bir şeyi okumaktan mahrum bırakmak gibidir. Bu, o çocuğun iyi bir okuyucu olma fırsatını engellemektedir çünkü aldığı mesaj, okumanın zorunluluk ve yargı ile bağlantılı olduğudur. Bir yasak sonrası, diğer alternatifler genellikle çocuklar tarafından hoş karşılanmaz ve kitaplarla ilgili duygusal ortam olumsuz hale gelir.

Yasaklamak yerine, birlikte yönlendirmek ve önerilerde bulunmak çok daha etkilidir. Çocukla, neden o kitabın ilgisini çektiği hakkında konuşmak, yaşına uygun olup olmadığını birlikte kontrol etmek, gerekirse daha uygun benzer okumalar önermek ve en önemlisi, seçtiği şeye gerçek bir ilgi göstermek gerekir. Böylece ebeveynler, çocuğun seçim özgürlüğünü kısıtlamadan rehberlik rolünü üstlenmiş olurlar.

Seçim yapmasına izin vermek, her şeyin serbest olduğu anlamına gelmez: anahtar, özgürlüğü makul sınırlarla birleştirmekte yatmaktadır. Yetişkin, zorluk seviyesinin uygun olduğundan, içeriğin zararlı olmadığından ve formatın çocuğun ihtiyaçlarına uygun olduğundan emin olmalıdır (kısa metin, daha fazla resim, büyük yazı tipi vb.). Bu çerçeve içinde, temalar çocukların istedikleri kadar çeşitli olabilir: fantezi, gizem, bilim, mizah, spor, şiir, çizgi roman, resimli albüm...

Evde Okuma Kültürü Oluşturmak

Okuma kültürünü geliştirmek için ebeveynlerin, sadece çocuklarında değil, tüm ailede okuma becerisini artırma konusunda belirli bir taahhüt göstermeleri gerekmektedir. Ev, ilk okuma ortamıdır ve burada, daha sonra okulda yansıyacak alışkanlıkların büyük bir kısmı inşa edilmektedir. Ebeveynler olarak, okuma kültürünü geliştirmek için dikkate almamız gereken bazı önemli noktalar şunlardır:

  • Çocuklar için en iyi okuma örneği olmak; her gün okumak ve boş zamanlarında okumaya önem vermek.
  • Çocuklara çok küçükken okumak, böylece okumayı keyifli bir an ile ilişkilendirmelerini sağlamak ve zorunluluk olarak algılamalarını önlemek.
  • Çocukların okuma konusundaki ilgi alanlarına saygı göstermek, onların çekici buldukları konuları ve türleri seçmelerine izin vermek.
  • Çocukları, seviyelerine uygun okumalar seçmeleri konusunda yönlendirmek, kitabın yaşlarına ve okuma becerilerine uygun olmasına dikkat etmek, ancak temayı kendilerinin seçmesine izin vermek.
  • Her gün çocuklarla bir okuma anı ayırmak, ebeveyn-çocuk bağını ve çocukların okuma ile olan bağını güçlendirmek.
  • Çocuklara okumanın günümüz hayatındaki önemini hissettirmek: öğrenmek, eğlenmek, bilgi edinmek veya sorun çözmek için.
  • Evde, çocuklar için kolay erişilebilir ve çekici bir okuma alanı sağlamak, kitapların ulaşabilecekleri yerde ve sakin bir ortamda bulunmasını sağlamak.

Aile ortamının kalıcı bir etkisi vardır: çeşitli araştırmalar, evdeki okuma etkinliklerinin okuma performansı üzerinde kalıcı bir etki yarattığını göstermektedir. Yatmadan önce masal okumak, haberleri tartışmak, bir tarifle yemek pişirmek veya bir sözlükte kelime aramak gibi deneyimler, kelime dağarcığını, anlama yeteneğini ve dil sevgisini artırmaktadır.

Ayrıca, ebeveynlerin çocuklarının okuması konusundaki sabrının önemini hatırlamak ve hızlı ve zamansız bir yaşam tarzını durdurmanın, çocuklarda okuma alışkanlığını artırmak için kritik olduğunu unutmamak gerekir. Hızlı tempo, acelecilik ve aşırı ekran süresi, sakin okuma anlarıyla doğrudan rekabet etmektedir, bu nedenle günde küçük anları korumak, bir kitap açmak ve paylaşmak için önemlidir.

Bazen ebeveynler okumayı çok sevebilir, ancak günlük stres nedeniyle zamanlarını organize edemezler ve her gün çocuklarıyla okumak için zaman ayıramazlar, hatta kendileri için bile. Bu durumlarda, uzun oturumlar planlamaya gerek yoktur: günde sadece 10 veya 15 dakikalık paylaşımlı okuma, özellikle sürekli olarak yapıldığında büyük bir fark yaratabilir.

Okuma, okulun okuma planını yerine getirmek için bir zorunluluk haline geldiğinde, genellikle yetişkinler çocukları hızlı okumaları veya kitabı çabuk bitirmeleri için baskı yaparlar. Bu durum, birçok çocuğun okuma konusunda hayal kırıklığı, kaygı ve hatta nefret hissetmesine neden olur. Öğrenme ve okuma evrindeki ritimlerini anlamak ve saygı göstermek, beklentileri ayarlamak ve yargılamadan destek sunmak gerekmektedir.

Çocukların Okuma Tercihlerini Seçmelerinin Önemi

Çocukların kitaplarını seçmelerine izin vermek, sadece eğlenmelerini sağlamakla ilgili değildir. Serbest okuma seçimi, duygusal, bilişsel ve eğitimsel birçok fayda sağlar ve bunlar çocukların genel gelişimini etkiler:

  • Kendi kimliğini oluşturma: Ne okuyacaklarına karar vererek, çocuk kendi kimliğini tanımlar, neyin onları heyecanlandırdığını, korkuttuğunu, güldürdüğünü veya düşündürdüğünü belirler.
  • Kritik düşünme becerisinin gelişimi: Kitapları, türleri ve yazarları karşılaştırarak, neyi sevdiğini kendisi değerlendirmeyi, tercihlerini savunmayı ve okuduklarını sorgulamayı öğrenir.
  • Özgüven ve sorumluluk geliştirme: Okumaları hakkında karar vermek, onları daha güvenli ve sorumlu hissettirir, hem okuma alanında hem de günlük yaşamlarının diğer alanlarında.
  • Özsaygının güçlenmesi: Seçimlerinin saygı gördüğünü gördüklerinde, kendi kriterlerinin değerli olduğunu hissederler, bu da kendileri hakkında olumlu bir imaj oluşturur.
  • Yeni konulara ilgi uyandırma: Belirli bir ilgiye dayalı olarak seçilen bir kitap (örneğin, dinozorlar) diğer konulara (bilim, doğa, tarih, seyahat vb.) kapı açabilir.
  • Yaratıcılığı teşvik etme: Fantastik hikayeler, resimli albümler, çizgi romanlar veya bilgilendirici kitaplar hayal gücünü besler, oyun oynamak, çizmek veya kendi hikayelerini yazmak için fikirler verir.
  • Kitaplara kalıcı bir sevgi geliştirme: Çocuk, kitapları özgürlük, zevk ve keşif ile ilişkilendirdiğinde, yaşamları boyunca okuma alışkanlığını sürdürme olasılığı çok daha yüksektir.

Seçim yapmalarına izin vermek, yetişkin rehberliğinden vazgeçmek anlamına gelmez. Anne, baba ve eğitimcilerin rolü, önerilerde bulunmak, tavsiyelerde bulunmak, ufukları genişletmek, okuma seviyesinin uygun olduğunu garanti etmek ve farklı türlerde çeşitlilik sunmaktır: masallar, bilgi kitapları, çizgi romanlar, şiir kitapları, kısa romanlar, uyarlanmış biyografiler vb. İdeal denge, yetişkinin öneride bulunduğu ve çocuğun karar verdiği bir durumdur.

Ayrıca, formatları ayrımcılığa tabi tutmamak da önemlidir: bazı çocuklar bir çizgi romanla, bazıları bir resimli albümle, bazıları ilginç bilgilerle dolu kitaplarla ve diğerleri uzun romanlarla ilgilenebilir. Tüm bunlar okuma deneyimini artırır, kelime dağarcığını genişletir ve anlamayı geliştirir. Bir tür kitabı küçümsemek (“bu çok fazla resim var”, “bu gerçek bir kitap değil”) çocuğun okuma ile olan bağını koparma riskini taşır.

Çocuklukta Okumanın Genel Faydaları

Seçim özgürlüğünü savunurken, okumanın kendisinin çocuklar için bütünsel bir gelişim aracı olduğunu hatırlamak önemlidir. En önemli faydalar arasında şunlar bulunmaktadır:

  • Kelime dağarcığı ve dilin geliştirilmesi: Okuma sırasında yeni kelimeler ve ifadelerle karşılaşılır ve zamanla bunlar kendi repertuvarlarına dahil olur, hem sözlü hem de yazılı ifadeyi geliştirir.
  • Okuma anlama yeteneğinin artması: Ne kadar çok okunursa, bir hikayeyi takip etme, neden-sonuç ilişkilerini anlama, karakterleri tanıma ve örtük mesajları çıkarma yeteneği o kadar çok pratik edilir.
  • Hayal gücü ve yaratıcılığın gelişimi: Kitaplar, içsel dünyalar yaratmayı, sahneleri ve karakterleri görselleştirmeyi, alternatif sonlar icat etmeyi ve yeni hikayeler üretmeyi sağlar.
  • Empatiyi teşvik etme: Ana karakterlerin yerine geçerek, çocuklar başkalarının duygularını anlamayı ve farklı bakış açılarını yorumlamayı öğrenirler.
  • Konsantrasyonun eğitimi: Okuma, uzun süre dikkatini sürdürmeyi gerektirir, bu da okulda ve günlük yaşamda gerekli olan konsantrasyon yeteneğini güçlendirir.
  • Genel akademik başarıda artış: Düzenli okuyanlar, okul metinlerini anlama, ödev yazma ve farklı konulardaki içerikleri öğrenme konusunda daha fazla kolaylık yaşarlar.
  • Kritik düşünme ve yansıtma yeteneğinin gelişimi: Farklı fikirlerle karşılaşarak, çocuklar sorgulamayı, karşılaştırmayı ve okudukları hakkında kendi kriterlerini oluşturmaya öğrenirler.
  • Değerlerin öğrenilmesi ve duyguların yönetimi: Birçok hikaye, arkadaşlık, saygı, çeşitlilik, eşitlik veya zorlukların üstesinden gelme gibi konuları ele alır, bu da çocukların hissettiklerini anlamalarına ve duygularını adlandırmalarına yardımcı olur.

Çocuklarımızla okuma anını paylaşmak sadece sağlıklı bir alışkanlığı teşvik etmekle kalmaz, aynı zamanda güçlü bir duygusal bağ oluşturur ve güven ortamı yaratır. Bir hikayeden sonra doğan sohbetler, korkular, şüpheler, arzular ve günlük durumlar hakkında konuşmayı kolaylaştırır.

Çocukların Tercihlerini Saygı Göstererek Okuma Alışkanlığı Kazandırmak İçin Pratik Fikirler

Okuma alışkanlığını teşvik etmek sadece okula bağlı değildir; aile önemli bir rol oynamaktadır. Çocukların seçimlerine her zaman saygı göstererek uygulayabileceğiniz bazı somut eylemler şunlardır:

  • Onların ilgisini sorarak öğrenmek: Hangi konuların, karakterlerin veya aktivitelerin dikkatlerini çektiğini (hayvanlar, sihir, futbol, gizemler, bilim, mizah...) öğrenin. Bu, ilgili kitapları bulmanın kapısını açacaktır.
  • Kitaplarını seçmelerine izin vermek: Kütüphanelerde, kitapçılarda veya evde, yaşlarına uygun birkaç seçenek sunarak, hangi kitabı önce okumak istediklerine kendilerinin karar vermesine izin verin.
  • Okuma için uygun bir ortam yaratmak: Rahat, iyi aydınlatılmış, ekranların kapalı olduğu ve fazla gürültü olmayan bir köşe, okuma zamanını daha keyifli hale getirir.
  • Her gün okumak, zorlamadan: Okumanın her gün, birkaç dakika bile olsa, var olmasını sağlamak, ancak bunu katı bir zorunluluk veya ceza haline getirmekten kaçınmak önemlidir.
  • Okuma örneği vermek: Çocuklarınızın sizi keyif alarak okurken görmeleri, kitapların da onlar için bir zevk kaynağı olabileceğini anlamalarını sağlar.
  • Resimli veya özel formatlı kitaplar kullanmak: Küçük yaşlarda, resimlerle, dokularla veya pop-up kitaplarla dolu kitaplar, hikayelere bağlanmalarını kolaylaştırır.
  • Okunanlarla oynamak: Bir karakteri çizim yapmalarını, hikayenin sonunu değiştirmelerini veya bir sahneyi canlandırmalarını önermek, anladıklarını pekiştirmeye ve okumayı oyunla ilişkilendirmeye yardımcı olur.
  • Evde kitaplar hakkında konuşmak: Ne okunduğunu, hangi kısmın en çok beğenildiğini veya hangi kitabın sonra okunmak istendiğini tartışmak, merak duygusunu canlı tutar.

Tüm bu yolculuk, seçim özgürlüğüne yer verildiğinde daha kolay ve zenginleştirici hale gelir. "Bu kitabı ben seçtim" diyebildikleri her seferde, kitabı açarken daha heyecanlı hissetme olasılıkları artar.

Çocukların okuma tercihlerini seçmelerinin önemi, kitapları kendi yollarıyla, kendi hızlarında ve kendi ilgi alanlarından keşfetme haklarıyla ilgilidir. Yetişkinler bu süreci saygı, sabır ve iyi kaynaklarla desteklediklerinde, okuma, bir okul görevi olmaktan çıkar ve bir sığınak, bir macera ve dünyayı anlama konusunda güçlü bir araç haline gelir.