Diğer birçok ebeveyn gibi, çocuklarınızın genel zekasını geliştirmek isteyebilirsiniz. **Zeka ve Duygusal Zeka her zaman el ele gitmelidir** ki bir çocuk dengeli bir şekilde gelişebilsin. Bunu başarmanın en basit ve etkili yollarından biri, onlara çok küçük yaşlardan itibaren hikayeler okumaktır. Tüm ebeveynler, zeki, meraklı, öğrenme yeteneği olan ve başkalarıyla iyi ilişkiler kurabilen çocuklar ister; bu nedenle iyi bir okul seçmek ve öğretmenlerin iyi eğitici olmaları çok önemlidir... ancak iyi bir eğitim ve sağlam bir gelişimin sırrı her zaman evde başlar.

Bir ebeveyn olarak, çocuklarınızın öğrenme potansiyelini artırma gücüne sahip olduğunuzu unutmayın. **Kitaplar ve okuma, onların yaşamlarının ayrılmaz ve vazgeçilmez bir parçası olmalıdır.** Muhtemelen derinlerde, çocuklarınıza okumak çok iyi bir şey olduğunu biliyorsunuzdur, ama gerçekten bunun neden bu kadar faydalı olduğunu biliyor musunuz? Küçük bir çocuğa veya okul öncesi bir çocuğa her gün okumanın özel avantajlarını biliyor musunuz, hatta henüz kendisi okumayı bilmese bile?

Bugün, çocuklarınıza her gün okumak için neden bu kadar değerli olduğunu vurgulayan en önemli faydaları konuşmak istiyorum. Özellikle iki ile beş yaşları arasındaki çocuklar için, ama aynı zamanda doğumdan itibaren ve tüm çocukluk boyunca. **Paylaşılan okuma, duygusal, bilişsel, sosyal ve akademik gelişimlerini dönüştüren basit bir alışkanlık haline gelebilir.**

Anne-Baba ve Çocuk Bağını Güçlendirir

Her gün çocuklarınıza okumak, aranızda çok daha yakın ve sevgi dolu bir ilişki olmasını sağlar. Çocuklar büyüdükçe daha fazla hareket etmeye, çevreyi keşfetmeye başlarlar; bu nedenle, güzel bir hikaye okumak için yanınıza kıvrıldıkları an, bir huzur ve bağlantı ritüeline dönüşür. **Zamanın durduğu, acelelerin kaybolduğu ve yalnızca sizin, çocuğunuzun ve hikayenin olduğu bir alan.**

Bu günlük zaman dilimi, sadece 10 veya 15 dakika bile olsa, çocuğa sizin için önemli olduğunu, özel dikkatinizi hak ettiğini ve güvende hissetmesi gerektiğini iletir. Zamanla, çocuk okumayı iyi hissetme duygularıyla ilişkilendirmeye başlayacaktır: kucaklamanızın sıcaklığı, ses tonunuz, sakin ortam... ve kitapların en keyifli anlarının bir parçası olduğu fikri pekişecektir.

Bu gerçekleştiğinde, okumak bir okul zorunluluğu olmaktan çıkıp bir samimiyet ve sevgi eylemine dönüşür. Çocuk, okuma zamanının huzur ve eğlence dolu bir zaman olduğunu hissetmeye başlar; bu da onun ebeveynlerine duyduğu sevgiyle ilişkilidir. Bu yüzden, okumayı asla sıkıcı veya zorunlu bir görev olarak yaşamayacak, gününün en sevdiği anlarından biri olarak görecektir.

Ayrıca, okuma paylaşıldığında, ebeveynler ve çocuklar hikayede olanları tartışabilir, sorular sorabilir, birlikte gülebilir veya karakterlerin başına gelenlerden yola çıkarak korkularını ve endişelerini konuşabilirler. **Bu spontane sohbet, bağı güçlendirir ve günlük yaşamda daha dürüst ve akıcı bir iletişimin kapısını açar.**

Konuşma ve Dil Becerilerini Geliştirir

Çocuklara okumak, dil becerilerini önemli ölçüde geliştirmelerine ve daha fazla kelime öğrenmelerine yardımcı olur. **Okul öncesi dönemde çocuklar, cümleler kurma, fikirleri organize etme, ana dillerindeki sesleri telaffuz etme ve kendilerini net bir şekilde ifade etme gibi temel dil becerilerini edinmektedirler.**

Hikayeleri dinlerken çocuklar, ana dillerinin temel seslerini pekiştirmektedirler. Yeni kelimeler, günlük konuşmalarda duymadıkları dil bilgisi yapıları ve iletişimlerini zenginleştiren ifadeleri duyuyorlar. İki dilli evlerde büyüyen çocuklar için, farklı dillerde okumak, her bir dilde akıcılığı artırmanın basit ve doğal bir yoludur.

Bazen bir çocuk bir hikaye alıp resimlere bakarken çığlıklar, hecelemeler ve konuşmalar yapmaya başlayabilir. Bu, bazen basit bir oyun gibi görünebilir, ancak aslında çok önemli bir ön okuma aktivitesidir: küçük çocuk, okuma ritmini ve tonlamasını taklit eder, henüz kelimeleri bilmese bile. Zamanla, tekil kelimeler söylemeye başlayacak, ardından daha uzun cümleler kuracak ve kelime dağarcığını ve telaffuzundaki doğruluğu artıracaktır.

Bir çocuk ne kadar çok kitap dinlerse, dilini zenginleştirme fırsatı o kadar fazla olur. Hikayeler, duygular, doğa, meslekler, bilim, hayal gücü gibi çeşitli alanlardaki kelimelere maruz kalmalarını sağlar; bu kelimeler günlük yaşamlarında bu kadar sık karşılaşmayacaklardır. **Bu kelime çeşitliliği, kendilerini kesin bir şekilde ifade etme ve başkalarının söylediklerini daha iyi anlama yeteneklerini artırır.**

Ayrıca, çocuğun önünde yüksek sesle okumak ve ona kelimeleri tekrar etmesi veya basit cümleleri tamamlaması için davet etmek, konuşma korkusunu kaybetmesine yardımcı olur ve sesinin önemli olduğunu ve duyulmayı hak ettiğini anlamasını sağlar.

İletişim Becerilerini ve Sosyal İlişkileri Geliştirir

Her gün çocuklara bir hikaye okumak, onların iletişim becerilerini geliştirmelerine ve çevreleriyle daha sağlıklı bir şekilde ilişki kurmalarına yardımcı olur. Çocuklarınıza okurken onlarla geçirdiğiniz zaman, onların kendilerini doğal bir şekilde ifade etmelerine, soru sormalarına, düşüncelerini anlatmalarına ve başkalarını dikkatle dinlemelerine daha yatkın hale getirir.

Okuduğunuz hikayelerdeki karakterler arasındaki etkileşimleri gözlemleyerek, çocuklar zihinlerinde sağlıklı bir sosyal yapı kurmaya başlayabilirler. Karakterlerin çatışmaları nasıl çözdüğünü, nasıl özür dilediğini, nasıl paylaştığını, nasıl sınırlar koyduğunu veya ortak bir hedefe ulaşmak için nasıl işbirliği yaptığını görürler. **Bu, onlara gerçek hayatta taklit edebilecekleri saygılı davranışlara dair somut örnekler sunar.**

Pek çok çocuk kitabı, empati, işbirliği, çeşitliliğe saygı ve paylaşmanın önemi gibi temel değerleri ince bir şekilde işler. Bu hikayeleri çocuklarınızla tartıştığınızda, hissettiklerini adlandırmalarına ve başkalarının hissettiklerini daha iyi anlamalarına yardımcı olursunuz; bu da dengeli bir duygusal zeka geliştirmek için kritik öneme sahiptir.

Bu nedenle, çocuklarınızın yaşına ve gelişim seviyesine uygun hikayeler seçmek de çok önemlidir. Çok karmaşık bir kitap onları hayal kırıklığına uğratabilirken, aşırı basit bir kitap da onlara yeni zorluklar sunmayabilir. **İdeal olan, anlayabilecekleri konulara, kendilerini özdeşleştirebilecekleri karakterlere ve biraz zorluk içeren ama yine de keyif alabilecekleri bir dile sahip hikayeler sunmaktır.**

Çocuklar, kitaplar hakkında konuşurken (onlara hikayeyi nasıl bulduklarını, bir karakterin nasıl hissettiğini veya ne yapacaklarını sorduğunuzda) dinlendiklerini hissettiklerinde, görüşlerinin değerli olduğunu öğrenirler ve sohbet, aktif dinleme ve başkalarının fikirlerine saygı gibi sosyal beceriler geliştirirler.

Dil Hakimiyetini ve Okuma Anlayışını Geliştirir

Dil hakimiyeti, başkalarıyla iyi bir iletişim kurmak ve tüm akademik alanlarda öğrenmek için gereklidir. Çocuklarda okuma, genellikle okul çağına yaklaştıklarında dilin temellerini daha iyi anlama ile ilişkilendirilir; bu, bu bilgilerin resmen öğretildiği bir dönemdir.

Erken yaşlarda çocuklara yüksek sesle okumak, daha sonra sağlam bir okuma anlayışı geliştirmeleri için temeldir. Hikayeleri dinlerken, bir hikayenin akışını takip etmeye, cümleler arasındaki ilişkiyi anlamaya, ana fikirleri ve yan detayları kavramaya ve ne olabileceğini tahmin etmeye alışırlar.

Çocuklar, erken yaşlardan itibaren kitaplarla tanıştıklarında, kendileri okumaya başladıklarında okuduklarını yorumlama yetenekleri çok daha kolay hale gelir ve sadece harfleri çözmekle kalmazlar. **Amaç, yalnızca kelimeleri yüksek sesle okumak değil, yazılı olanın anlamını gerçekten kavramaktır.**

Ayrıca, paylaşılan okuma, farklı türlerdeki metinleri yavaş yavaş tanıtmaya olanak tanır: hikayeler, şiirler, bilmeceler, bilgilendirici kitaplar, küçük haberler... Bu türlerin ve formatların çeşitliliği, dil bilgilerini genişletir ve eğlenmek, yeni bilgiler öğrenmek, düşünmek veya dünyayı tanımak için okumanın mümkün olduğunu öğretir.

Çocuk büyüdükçe, onlara bazı basit cümleleri veya paragrafları yüksek sesle okumaları için davet edebilirsiniz. Bu uygulama, okuma akışını geliştirir, ritmi, tonlamayı ve telaffuzu çalıştırır ve kendilerini diğer bağlamlarda (sınıf, grup etkinlikleri vb.) ifade etme güvenlerini pekiştirir.

Mantıksal ve Eleştirel Düşünme Becerilerini Geliştirir

Her gün çocuklarınıza okumak, onların mantıksal düşünme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olur. Hikayeler aracılığıyla çocuklar, soyut kavramları anlamaya, neden-sonuç ilişkilerini tanımlamaya ve mantığı günlük yaşamlarının farklı bağlamlarına uygulamaya başlayabilirler.

Bir hikaye dinlerken, çocuğunuz kendine şu tür sorular sormayı öğrenir: "Bu karakter neden kızgın?", "Eğer bunu yaparsa ne olacak?", "Başka ne yapabilirdi?". **Bu tür spontane düşünceler, eleştirel düşünmenin başlangıcıdır; bu da iyi kararlar almak, çatışmaları çözmek ve aldıkları bilgileri analiz etmek için gerekli bir beceridir.**

Çocuklar, kitapların senaryolarını gerçek hayatta ne olabileceği ile ilişkilendirmeye başladıkça (kendi dünyalarında), daha fazla hikaye tanımak ve paylaşmak için daha hevesli hale gelirler. Kitapları, fikirler, çözümler ve farklı bakış açıları için sonsuz bir kaynak olarak göreceklerdir.

Ayrıca, bir hikaye bitiminde, onlara ne olduğunu hatırlamalarını, olayları sıralamalarını, en çok hangi kısmı sevdiklerini veya hangi karakterin daha ilginç olduğunu açıklamalarını istemek oldukça olumlu bir durumdur. **Bu basit aktivite, hafızayı, zaman sıralamasını ve düşünceyi organize etme yeteneğini güçlendirir.**

Bilgilendirici kitapların veya yaşlarına uygun bilimsel temaların (hayvanlar, uzay, insan vücudu, doğa vb.) okunması, ayrıca meraklarını uyandırır. Okudukları şeyler üzerinden sorular ortaya çıkar ve bu, zengin sohbetlere, küçük ev araştırmalarına veya ilgi alanlarıyla ilgili yeni okumalar yapmaya yol açar.

Konsantrasyonu, Disiplini ve Hafızayı Geliştirir

Konsantrasyon ve disiplin, her gün çocuklara hikaye okurken de gelişir. Başlangıçta, en küçükler çok fazla hareket edebilir, pozisyon değiştirebilir veya kolayca dikkati dağılabilir; ancak pratikle, hikayeyi dinlemek için daha uzun süre oturup dikkatlerini vermeyi başaracaklardır.

Bu dikkat süresi, sonraki birçok öğrenmenin temelidir. **Bir hikayenin akışını takip etmeye alışkın bir çocuk, derste dinlemeyi, bir tiyatro oyununa katılmayı, bir filmden keyif almayı veya sabır gerektiren etkinlikleri gerçekleştirmeyi daha kolay yapabilir.**

Okuma anlayışı ile birlikte iç disiplin de gelişir. Çocuk, konuşmak için sırasını beklemeyi, okuma anına saygı göstermeyi, kitaplara özen göstermeyi ve bir etkinliği başlatıp bitirmeyi öğrenir. Tüm bunlar, öz düzenlemelerini ve organize olma yeteneklerini güçlendirir.

Ayrıca, yüksek sesle okuma hafızayı çalıştırır. Bir hikaye favorisi haline geldiğinde, çocuklar genellikle metnin bazı bölümlerini, belirli diyalogları veya tekrar eden cümleleri hatırlarlar. **Bu tekrar, onları mutlu ederken, aynı zamanda sinir bağlantılarını, sıralamaları hatırlama yeteneklerini ve dil üzerindeki hakimiyet duygularını teşvik eder.**

Bu dikkat, hafıza ve disiplin faydaları, okulda daha soyut içerikler geldiğinde, matematik, bilim veya problem çözme gibi konularda çok faydalı olacaktır.

Akademik Mükemmellik ve Uzun Vadeli Başarı

Çocuklarda ve okul öncesi dönemlerde okumanın en belirgin faydalarından biri, genel öğrenme istekliliğini ve yeteneğini artırmasıdır. **Birçok çalışma, çocukluk eğitiminden önce okumaya maruz kalan öğrencilerin, resmi eğitim alanında farklı alanlarda başarılı olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermektedir.**

Okuduklarını anlamak sadece dil dersi için değil, matematik ifadelerini, bilim açıklamalarını, tarih metinlerini veya okulda işlenen herhangi bir sosyal kavramı anlamak için de gereklidir. Okuma ve okuma anlayışında hakim olan bir çocuk, neredeyse her derste önemli bir avantaja sahiptir.

Ayrıca, günlük okuma alışkanlığı çocuklara zamanlarını organize etmeyi ve çalışmak, gözden geçirmek veya araştırmak için bir zaman ayırmayı öğretir. **Bu, entelektüel bir aktiviteyi rutine entegre etme konusunda erken öğrenim, daha sonra istikrarlı çalışma alışkanlıklarını sürdürmeyi kolaylaştırır.**

Okuma aynı zamanda özerkliği teşvik eder. Çocuk kendi başına okumayı öğrendikçe, kendi başına bilgi arayabileceğini, talimatları anlayabileceğini, tarifleri takip edebileceğini, bir kitapta veri araştırabileceğini veya bir romanın tadını çıkarabileceğini fark eder. Bu yetenek duygusu, akademik özsaygısını güçlendirir.

Evde kitapların var olduğu bir ortam olduğunda (aile kütüphanesi, halka açık kütüphanelere ziyaretler, okuma etkinliklerine veya kitap fuarlarına katılım), çocuk okumayı zengin bir kültürel yaşamın parçası olarak anlar ve sadece okulda olanlardan ibaret olmadığını kavrar.

Yeni Deneyimler Düşünmek ve Hayal Gücünü Geliştirmek

Bir çocuğa hoş bir ortamda hikayeler okuduğunuzda, sadece hoş bir deneyim yaşamakla kalmaz, aynı zamanda hikayenin akışını takip edebilme yeteneği ile ne olduğunu anladığını ve olanların bir parçası olduğunu hisseder. **Kitaplar, çocukların başka yerlere gitmelerini, hayal gücüyle seyahat etmelerini, fantastik dünyaları tanımalarını ve gerçek hayatta imkansız olan maceralar yaşamalarını sağlar.**

Okuma, kitap ve içeriği hakkında sorular sorma fırsatı sunar. **Her hikayeyi bir öğrenme deneyimine dönüştürme fırsatı verir.** Basit bir anlatım aracılığıyla çocuk, farklı kültürler keşfedebilir, hiç görmediği hayvanları, bilmediği meslekleri veya uzak manzaraları öğrenebilir.

Ayrıca, eğer küçük stresli bir deneyim yaşarsa, hikayenin onun yaşadığı olayla ilişkili olması, başa çıkma stratejileri geliştirmesine yardımcı olabilir. Örneğin, yeni bir okula başlamak zorunda olan bir çocuk, yeni durumlar karşısında kaygıyı ele alan bir hikaye okumak, olumlu eylem modelleri sunabilir, korkularıyla nasıl başa çıkacağını ve nasıl yardım isteyeceğini gösterebilir.

Çocuklar, nazik olmayı, çeşitliliğe saygı göstermeyi veya paylaşmayı öğreten kitaplardan da fayda sağlarlar. **Farklı konularda geniş bir okuma yelpazesi veya farklı dillerde okumalar, onlara dünyanın daha zengin bir görünümünü sunar ve düşünmenin, yaşamanın ve hissetmenin birçok yolu olduğunu öğretir.**

Paralel olarak, okuma hayal gücünü ve yaratıcılığı güçlü bir şekilde teşvik eder. Her şeyin resimlerle verilmediği durumlarda, televizyon veya bazı video oyunlarında olduğu gibi, çocuk metinlerin tarif ettiği sahneleri, karakterleri ve yerleri zihninde oluşturmak zorundadır. **Bu içsel egzersiz, yaratıcı düşüncelerini güçlendirir ve kendi hikayelerini yaratma, hayal ettiklerini çizme veya daha sembolik bir şekilde oynama yeteneklerini artırır.**

Aile Okuması Olarak Duygusal Bir Deneyim

Aile içinde okumak, sadece eğlenceli bir aktivite değil, aynı zamanda bağları güçlendirmek, hayal gücünü teşvik etmek ve en küçüklerde gerçek bir kitap sevgisi geliştirmek için bir fırsattır. **Okuma, aile yaşamının bir parçası olduğunda, çocuklar sadece dil becerilerini geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda derin bir aidiyet ve güven duygusu da geliştirir.**

Aile okuma rutinleri, her gece veya haftada birkaç gün, birçok çocuğun yıllarca hatırlayacağı yakınlık ve sevgi dolu anlar yaratır. **Hikayeleri paylaşmak için herkesin bir araya geldiği bu rahat ve anlamlı alan, aile bağlarını güçlendirir ve evin dinlendiği, konuşulduğu ve hayal edildiği bir yer olduğunu hissettirir.**

Okuma yoluyla çocuklar duygularını paylaşabilir ve onları tanımlamayı öğrenebilirler. Birçok çocuk hikayesi, işbirliği, empati, öfke, kıskançlık, korku veya üzüntü gibi temaları işler. **Karakterlerin bu duygularla nasıl başa çıktığını görmek ve bunu güvenli bir ortamda tartışmak, küçüklerin kendi hislerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur.**

Tüm aile katıldığında (ebeveynler, anneler ve ayrıca büyük kardeşler küçükleri okuduğunda), olumlu model dinamikleri oluşur. Küçükler, büyüklerin kitaplardan keyif aldığını gördüklerinde, okumanın sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de çekici bir aktivite olduğunu pekiştirirler.

Ayrıca, aile iki dilli veya başka dillere ilgi duyuyorsa, farklı dillerde okumaları paylaşmak, çocukların dil çeşitliliğini doğal ve zenginleştirici bir şey olarak görmelerine yardımcı olur ve diğer kültürlere açık bir zihin geliştirmelerini sağlar.

Evde Günlük Okuma Rutini Nasıl Oluşturulur?

Çocuklara her gün okumaktan elde edilecek tüm avantajları kullanmak için, evde sürdürülebilir ve hoş bir küçük rutin oluşturmak çok faydalıdır. Karmaşık olmasına gerek yoktur: bazı basit ayarlamalarla yıllarca sürecek bir alışkanlık oluşturabilirsiniz.

İlk olarak, sabit bir zaman dilimi seçmek gerekir. **Tutarlılık, bir alışkanlık oluşturmanın anahtarıdır.** Birçok aile, günün temposunun düştüğü uyku öncesi zamanı tercih eder; ancak bu, atıştırmadan sonra veya akşam yemeğinden sonra da olabilir. Önemli olan, herkesin okumaya geçileceğini bildiği, nispeten sakin ve dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak bir zaman dilimi olmasıdır.

İkinci adım, hoş bir alan oluşturmaktır. Büyük bir kütüphaneye sahip olmanıza gerek yok; çocukların rahat hissetmesi için yastıklar, bir battaniye ve iyi bir ışık ile rahat bir köşe yeterlidir. **Kitapların elinin altında olması, küçüklerin ne okumak istediklerini kendilerinin seçmelerini teşvik eder.**

Ayrıca, yaşlarına ve ilgi alanlarına uygun kitaplar seçmek de çok önemlidir. En küçükler için büyük resimlere ve kısa metinlere sahip hikayeler, dokulu veya kapaklı kitaplar ve tahmin edebilecekleri tekrarlayıcı hikayeler oldukça iyi çalışır. Büyüdükçe daha karmaşık hikayeler, bilgilendirici kitaplar ve kısa romanlar eklenebilir.

Son olarak, çocukların aktif katılımını teşvik etmek de çok değerlidir. Onları sorular sormaya, resimlerde gördüklerini yorumlamaya, ne olacağını tahmin etmeye veya hazır olduklarında bazı basit bölümleri yüksek sesle okumaya davet edin. Bu şekilde, okuma bir yetişkinin monologu olmaktan çıkar ve paylaşılan ve dinamik bir deneyim haline gelir.

Yüksek Sesle Okurken Yaygın Hatalar (ve Nasıl Kaçınılır?)

Çocuklara yüksek sesle okumak çok zenginleştirici bir deneyimdir, ancak ilgi çekici kalması için bazı yaygın hatalardan kaçınmak önemlidir.

Bunlardan biri ses monotonisidir. Her zaman aynı tonla, vurgusuz ve ritim değişiklikleri olmadan okumak, çocukları sıkabilir ve hikayeden kopmalarına neden olabilir. **Duyguları iletmek ve karakterlerin hissettiklerini yansıtmak için ifadeli bir ses kullanmak önemlidir.**

Diğer bir yaygın hata, uygun olmayan kitaplar seçmektir; bu, ya çok uzun oldukları, ya da yaşlarına göre çok karmaşık bir kelime dağarcığına sahip oldukları ya da konuya ilgi duymadıkları içindir. Anlamadıkları hikayeleri zorlamak, okumaya karşı bir red duygusu yaratabilir.

Ayrıca, okumayı etkileşimsiz bir monolog haline getirmek de yardımcı olmaz. **Eğer hiç duraksamazsanız, ne düşündüklerini sormazsanız, resimlere işaret etmelerine veya şüphelerini ifade etmelerine izin vermezseniz, çocuğun hikayeden kopması kolaydır.** Yüksek sesle okuma, yetişkin, çocuk ve kitap arasında sürekli bir diyalog olmalıdır.

Heyecan eksikliği de çok belirgin bir faktördür. Eğer yetişkin, aceleyle, saate bakarak veya hikayeye az ilgi göstererek okursa, çocuk kesinlikle bunun özel bir an olmadığını hisseder. **Aynı zamanda, çok hızlı okumak, anlamayı zorlaştırabilir ve çocuğun duyduğu şeyleri hayal etmesi ve işlemesi için çok az alan bırakabilir.**

Okumayı Daha İlginç ve Eğlenceli Hale Getirmek İçin İpuçları

Okuma anını çocuklar için heyecan verici ve çok beklenen bir aktivite haline getirmek için birçok basit kaynak vardır. **Farklı karakterler için farklı sesler ve tonlar kullanmak, çok etkili bir stratejidir:** bir dev için derin bir ses, bir peri için ince bir ses, yorgun biri için yavaş bir ses, aceleci biri için hızlı bir ses... Bu şekilde hikaye, neredeyse küçük bir tiyatro gösterisine dönüşür.

Hikaye anlatımını, el hareketleri, abartılı bakışlar veya eğlenceli mimiklerle desteklemek de fark yaratır. **Anlatımı hareketlerle, abartılı bakışlarla veya eğlenceli ifadelerle desteklemek, çocuğun daha fazla katılım göstermesine ve hikayede neler olduğunu daha iyi anlamasına yardımcı olur.**

Önemli anlarda dramatik duraklamalar (bir sırrın açığa çıkmasından önce, önemli bir şeyin olacağı an) dikkat çekmeyi sürdürür ve beklenti yaratır. Bu duraklamaları, ne olacağını sormak veya farklı sonları hayal etmeleri için davet etmek için kullanabilirsiniz.

Çocukları aktif bir şekilde katılmaya davet etmek de harika bir kaynak. Onlardan yağmur, rüzgar veya adım sesleri çıkarmalarını istemek; hikayede tekrarlanan bir cümleyi tekrar etmelerini istemek; ya da bazı kelimeleri tanıyabildiklerinde küçük bir diyalogu kendilerinin okumalarını istemek. **Bu şekilde, okuma, yetişkinin monologu olmaktan çıkar ve dinamik bir deneyim haline gelir.**

Son olarak, görsel olarak çekici, dikkat çekici illüstrasyonlara sahip ve ilgi alanlarıyla (hayvanlar, dinozorlar, prensesler, arabalar, sihir, korku, okul vb.) ilgili konular içeren kitaplar seçin. **Konu, onları heyecanlandıran bir şeyle bağlantılı olduğunda, tüm okuma süresi boyunca meraklarını canlı tutmak çok daha kolaydır.**

Hangi Yaşta Başlanmalı ve Her Gün Ne Kadar Okunmalı?

Okuma alışkanlığı, yaşamın ilk aşamalarından itibaren oluşturulabilir ve oluşturulmalıdır. **Hatta bebeklik döneminde bile çocuklara yüksek sesle hikayeler okumak, kelimeleri henüz anlamasalar bile, onlara kitapları tanıtmak için önemlidir.**

Doğumdan itibaren, sesinizi ve dilin ritmini dinlemek, onların dillerinin sesleriyle tanışmalarına yardımcı olur ve duygusal bağı güçlendirir. 2 veya 3 yaşından itibaren, büyük resimlere ve çok basit metinlere sahip kitapları tanıtmak için iyi bir zamandır; burada kelimeleri, sesleri ve harfleri tanıyabilirler.

5 veya 6 yaşına geldiğinde, çoğu çocuk kendileri kısa kelimeleri ve cümleleri okumaya başlar. Bu aşamada, yüksek sesle yaptığınız okumayı, onların da bazı bölümleri okumaya cesaretlendirmekle birleştirmek çok olumlu bir durumdur; her zaman baskı yapmadan ve eğlenceli yönü koruyarak.

Okuma süresi ile ilgili olarak, farklı çalışmalar, günde yaklaşık 15 dakika okumanın çocukların okuma performansında çok olumlu bir değişim yaratabileceğini göstermektedir. **Daha uzun süre okumak, eğer motive olmuşlarsa, daha faydalıdır; ancak bu günlük sürekli dakikalar, gerçekçi ve çok etkili bir hedeftir.**

Bu kısa zaman diliminde, bir çocuk yüzlerce yeni kelime okuyabilir veya dinleyebilir, bir kitapta ilerleyebilir, alışkanlığı pekiştirebilir ve okumanın günlük yaşamlarının bir parçası olduğu fikrini güçlendirebilir; dişlerini fırçalamak veya ailece akşam yemeği yemek gibi.

Çocuklarınıza her gün okumak, zamanla duygusal gelişimlerinde, öğrenme yeteneklerinde ve aranızdaki bağın kalitesinde büyük bir etki yaratan basit alışkanlıklardan biridir. **Paylaştığınız her hikaye ile sadece kelime dağarcıklarını genişletmekle kalmaz, okuma anlayışlarını geliştirmez, aynı zamanda onlara sevgi, özel dikkat ve dünyayı keşfetme alanı sunarsınız; bu da hayatları boyunca onlara eşlik edecektir.** Bu gece çocuklarınızla hangi kitabı açacağınızı biliyor musunuz?